Bu kitabın notlarının çıkarılmasında Shortform’dan yararlanılmıştır.
İçindekiler
Giriş
Bir Sanatçı Gibi Çal isimli kitabında Austin Kleon (kendini "çizim yapan yazar" olarak tanımlıyor) başarınızı en üst düzeye çıkarmak, yaratıcılık, ilham bulma, rutinin dışına çıkma ve heyecan verici işler yapan diğer insanlarla bağlantı kurma konularında ipuçlarını paylaşıyor. iş. Kleon’un tavsiyeleri, sadece geleneksel anlamda sanatçılar için değil, çalışmalarında yaratıcı düşünceyi kullanan herkes için geçerli.
Bu kılavuzda, yaratıcı sürecin her aşamasına ilişkin olarak Kleon'un tavsilerini keşfedeceğiz. Yol boyunca, Kleon’un yöntemlerini diğer içerik oluşturucuların yöntemleriyle karşılaştıracağız ve bunun arkasındaki bilimsel mantığı, Kleon’un tavsiyelerenin neden işe yaradığın keşfedeceğiz.
Bir Sanatçı Gibi Çal, Kleon'un, yaratıcı çalışmalarla uğraşan kişilere yönelik 10 tavsiyesini içeriyor. Bu kılavuzda, bu 10 fikir, ilk adımdan itibaren yeniden düzenlenerek dört kategori altında okuyucuya sunuluyor.
1. Adım: Hayatınızı Maksimum Yaratıcılık İçin Düzenleyin
Kleon'a göre, yaratıcı çalışmalar yapmak için hayatınızın geri kalanını bu yaratıcılığı destekleyecek şekilde kurmanız gerekir. Bunu, finansal güvenliği ön planda tutarak, hobilerinize zaman ayırarak ve doğru araçları kullanarak yapabilirsiniz. Bu taktiklerin her birini daha ayrıntılı olarak tartışacağız.
(Shortform notu: Uzmanlar, yaratıcı çalışmanızı desteklemek için yaşamınızı tasarlamanın neden bu kadar önemli olduğunu şöyle açıklıyor: Yaratıcılık, rahat ve açık bir zihin durumu gerektirir; finansal güvensizlik ya da doğru araçlara sahip olamama gibi nedenlerle dikkatiniz dağılıyorsa bunu başarmanız imkansızdır.)
Finansal Güvenliğe Öncelik Verin
Yaratıcı çalışmaya öncelik vermenin bir parçası, hayatınızın geri kalanının, dikkatinizi dağıtmasına, önünüzü kesmesine izin vermemektir. Bu nedenle, Kleon, para endişeleriyle sürekli olarak dikkatinizin dağılmaması için mali durumunuz konusunda proaktif olmanızı önerir.
Mali durumunuzu düzene sokmanın bir yolu, yaratıcı çalışmalarınızın dışında bir iş bulmaktır. Günlük bir iş sahibi olmak, finansal istikrarın ötesinde faydalar sağlar: Her gün kolayca yaratıcı zaman ayırabilmeniz için üzerine inşa edebileceğiniz bir rutin sağlar. Ayrıca, size ilham verebilecek diğer insanlarla bağlantılar kurmanıza yardımcı olur.
(Shortform notu: Sanat Savaşı isimli kitabında Steven Pressfield, finansal güvenliğin, bir rutinin ve diğer insanlarla bağlantı kurmanın ötesinde, günlük iş sahibi olmanın ek faydalarını tanımlar. Pressfield'e göre, günlük işiniz, ne zaman çalışıyorsanız bile, cesaret geliştirmenize yardımcı olur, yaratıcılığın bir parçası olan çalışma alışkanlığınızı da geliştirir. Benzer şekilde, günlük işiniz, geri bildirim alma ve işinizi temel kimliğinizden ayırma konusunda pratik yapmanızı da sağlar, bunlar aynı zamanda yaratıcı çalışmalarda faydalı becerilerdir.)
Hobiler (ve Can sıkıntısı) için Zaman Ayırın
Mali güvenlik önemli olsa da, Kleon işte çok fazla zaman harcamaya karşı uyarıyor. Bir hobi bulmanızı tavsiye ediyor - sadece zevk için yaptığınız bir şey. Yaratıcı çalışmanızla ilgili olması gerekmez; Hobiler, dikkatinizi dağıtmak yerine, yaratıcılığınızı geliştirecek çünkü sizi yeni bağlantılar kurmaya teşvik edecektir. Örneğin, bir mimarsanız, bir sonraki projeniz için bir kuş yuvası şeklinden ilham alana kadar kuş gözlemciliği hobinizin kariyeriniz için fazla bir değeri olmayacağını düşünebilirsiniz.
(Shortform notu: Çok satan yazar Dale Carnegie, fikirler arasında yeni bağlantılar kurmanın yanı sıra, hobilerin başka bir önemli fayda sağladığını savunuyor: Kaygıyı önlemeye yardımcı oluyorlar. Araştırmalar sanatçıların, sanatçı olmayan kişilere nazaran, kaygıya daha yatkın olduğunu gösterdiğinden, bu özellikle yaratıcı insanlar için önemli olabilir.)
Hobileriniz, günlük işiniz, yaratıcı çalışmalarınız ve gerekli yaşam görevleriniz arasında, programınız oldukça hızlı bir şekilde dolabilir. Ancak Kleon, can sıkıntısı için kendinize biraz zaman ayırmanızı öneriyor. Can sıkıntısı, beyninize yaratıcı olma alanı verir, çünkü beyniniz başka düşüncelerle dolup taşmaz. Bu etkiden yararlanmak için, ev işleri gibi sıkıcı görevlerden yararlanın; evi toplarken zihninizin dolaşmasına izin verirseniz, denemeden dahi parlak yeni bir fikir ortaya çıkarabilirsiniz.
(Shortform notu: Bu can sıkıntısı anlarından yararlanmak için önce onları sosyal medya gibi dikkat dağıtıcı şeylerle doldurmaya karşı direnmelisiniz. Deep Work isimli kitabında, Cal Newport, en ufak bir can sıkıntısı hissettiğinizde telefonunuzu çıkarıp kurcalamaya başlamanın, genel odaklanma yeteneğinizi zayıflattığını söylüyor. Bu nedenle, can sıkıntısı yaşamanıza izin vermek, yalnızca yeni fikirlerin yolunu açmakla kalmaz, aynı zamanda yaratıcı çalışmanıza odaklanma yeteneğinizi de güçlendirir.)
Doğru Araçları Kullanın
Kleon'un hayatınızı, yaratıcılığı destekleyecek şekilde düzenlemeniz için son tavsiyesi doğru araçları kullanmaktır. İlk olarak, yaratıcı ilerlemenizi izlemek için bir takvim kullanın. Kleon, yaratıcı projeleriniz üzerinde çalıştığınız takvimde her bir günü işaretlemenizi öneriyor. Takvimde kesintisiz bir X satırınız olması için her gün biraz da olsa çalışmayı hedefleyin. Arka arkaya ne kadar çok X biriktirirseniz, devam etmek için o kadar ilham alırsınız.
İkinci olarak, Kleon günlerinizin ayrıntılarını kaydetmek için bir defter, günlük tutmanızı öneriyor. Ayrıntılı, uzun biçimli günlük girişleri yazmak zorunda değilsiniz - hayatınızın ve işinizin iniş ve çıkışlarını hatırlamanıza yardımcı olacak birkaç önemli noktayı not edin yeter. Zamanla, defteriniz bir sanatçı ve bir kişi olarak ilerlemenizi izleyen bir eser haline gelecektir.
Kleon, takvimi ve defteri iki ayrı araç olarak sunsa da, ikisini de bir Bullet Journal olarak birleştirebilirsiniz. Bullet Journal metodunda, Ryder Carroll, bu günlüğü tutmayı hem takvim hem de defter (aynı zamanda bir planlayıcı, eskiz defteri, alışkanlık izleyici ve günlük) işlevi gören bir üretkenlik aracı olarak tanımlıyor.
Kleon'un takvim ipucunu bir Bullet Journal’da kullanmak (ve yaratıcı çalışma yaptığınız her günün görsel bir temsilini oluşturmak) için, her yaratıcı proje için özel bir alışkanlık izleyici oluşturabilirsiniz. Alışkanlık takipçiniz, her gün üzerini çizdiğiniz bir dizi kutu kadar basit (Kleon'un tanımladığı gibi) veya ilerlemenize bağlı olarak özel renklerle bir kelebeğin kanat bölümlerini renklendirmek kadar karmaşık olabilir.
Benzer şekilde, Kleon'un önerdiği gibi günlerinizin küçük ayrıntılarını takip etmek için Carroll'un, yalnızca en önemli bilgilere odaklanan, basitleştirilmiş bir not alma yöntemi olan Hızlı Kayıt sistemini de kullanabilirsiniz. Sistem, farklı girişleri kaydetmek için farklı madde işaretleri ve stilleri kullanır: görevler için düz bir madde işareti (•), olaylar için boş bir madde işareti (◦) ve notlar için bir kısa çizgi (-). Bu şekilde, geçmiş günlerinize bakabilir ve yaratıcı ve kişisel ilerlemenizin net bir resmini hızla görebilirsiniz.
2. Adım: Kendinizi İlhamla Çevreleyin
Hayatınızı, yaratmaya odaklanmanıza izin verecek şekilde kurduktan sonra, diğer sanatçıların çalışmalarından ilham almaya başlamanın zamanı geldi. Kleon'a göre, tamamen orijinal bir yaratıcı eser diye bir şey yoktur - her yaratıcı bir şekilde diğer yaratıcılardan etkilenir. Bu gerçeği kabul etmek sizi dünyanın daha önce hiç görmediği bir şey yaratmanın baskısından kurtarır.
(Shortform notu: Çoğu uzman, Mark Twain'in dediği gibi, "yeni bir fikir diye bir şey yoktur" konusunda hemfikirdir. Ancak yine uzmanlar, bu yaklaşımın, üzerinizden baskıyı kaldırmakla kalmayıp, çalışmanızın ne kadar orijinal olduğundan ziyade dünyaya kattığı değer üzerine yoğunlaşmanızı sağladığını söylüyor. Yine de fikrinizi ticari olarak kullanmayı planlıyorsanız dikkatli olun; telif hakkı yasaları, orijinal bir fikrin benzersiz ifadesinin kopyalanmasını kesinlikle yasaklar, bu nedenle yeni bir fikir bulmanız gerekir.)
Kleon'a göre, diğer sanatçıların, üzerinizdeki yaratıcı etkisini bir kez benimsediğinizde, işiniz bu etkinin küratörlüğünü yapmaktır. Bunu, fiziksel ve dijital alanlarınızı, sizi harekete geçiren ve ilham veren sanat, fikir, nesne ve insanlarla doldurarak yapın; bu, kendi yaratıcı çalışmanızın tonunu belirleyecektir. Öte yandan, etrafınızı sizi sıkan veya üzen şeylerle kuşatırsanız, bu sizi olumsuz etkileyecektir.
(Shortform notu: Yaratıcılığınızı harekete geçirmenin en iyi yolunun, çevrenizi görsel ilhamla doldurmak olduğu konusunda herkes hemfikir değildir. Yazma Koçu William Zinsser, On Writing Well isimli kitabında, en iyi yaratıcı çalışmanın en basit alanlarda yapıldığını savunuyor. Örnek olarak, tanınmış yazar E.B. White'ın basit bir kayıkhanede sadece bir daktilo ve çöp sepetiyle yazdığı bir fotoğrafına vurgu yapıyor. Benzer şekilde, Zinsser, On Writing Well'i çıplak duvarlı bir binada yazdı. Bu sade ortamlar bazı yaratıcıları sıkmış olsa da, White ve Zinsser sadeliği ilham verici buldu.)
Kendinizi çevrelemek için ilham aramaya nereden başlamalısınız? Bakış açıları ile ilgileniyorsanız, Kleon, sizi derinden etkileyen tek bir kişinin çalışmasına kendinizi tamamen kaptırarak başlamanızı öneriyor. Kendinizi o bir kişinin çalışmalarıyla çevrelerken hem bir insan hem de bir sanatçı olarak onun hakkında bulabildiğiniz her şeyi inceleyin. Ardından, o kişiyi etkileyen diğer insanları da aynı şekilde inceleyin. Bu şekilde, geçmişten gelerek şimdiki zamanda bu yaratıcı kişilere kendinizi bağlı hissedeceksiniz.
(Shortform notu: Yaratıcı rehberlerin önemli olduğu doğru olsa da, yaratım sürecinizdeki tek önemli figür onlar değildir. Ego Is the Enemy isimli kitabında Ryan Holiday, herkesin hayatında üç tip insana ihtiyacı olduğunu savunur: kendisinden bir şeyler öğrenecek biri, kendisine eğitmenlik yapılacak biri ve kişinin rekabet edeceği biri. Bu nedenle, size ilham veren sanatçıları aramaya ek olarak, becerilerinizi başkalarına öğretmek veya işinizi benzer becerilere sahip sanatçılarla karşılaştırmak için fırsatlar arayın.)
3. Adım: Yaratmaya Başlayın
Yaratıcı etkilenmelerinizi derinlemesine inceledikten sonra, yaratmaya başlamanın zamanı geldi. Kulağa korkutucu geliyorsa, doğru yoldasınız: Kleon'a göre, birçok sanatçı, bir insan ve sanatçı olarak tam olarak kim olduğunu anlayana kadar nitelikli sanat eserleri ortaya koyamaz. Ancak bunun tam tersinin doğru olduğunu da söylüyor: Sanatsal yaratı süreci, aynı zamanda kendinizi nasıl anlayacağınıza ilişkin de bir süreçtir. Sanatçı olmanın tek yolu, bu konuda uzman olmasanız bile sanat eserleri yaratmaktır. Bu nedenle kendinizi hazır hissedene kadar beklemek yerine vakit kaybetmeden bu uğraşa girişmelisiniz.
(Shortform notu: Sanat Savaşı isimli kitabında Steven Pressfield, kendinizi hazır hissetmeseniz bile sanatsal yaratıcı aktivitede ek bir faydası olduğunu daha savunuyor: Bu, bir profesyonel sanatçıyı amatörden ayıran şeydir. Burada, “profesyonel” kavramı ile kast edilen, ürettiklerinizi para karşılığı satıyor olmanız değildir - daha ziyade profesyonel, mesleki anlamda bir sanatçı olmanın kendi başına bir zihin yapısına işaret ettiği anlamına gelir. Bu aynı zamanda, yaratım sürecinize bağlı olduğunuz ve süreç zor veya yorucu olduğunda bile sıkı çalışmaya devam ettiğiniz için kazandığınız bir nişandır. Bu mantık, Kleon'un şu iddiasını tekrarlar: gerçek bir sanatçı olmanın tek yolu düzenli olarak sanat eserleri ortaya koymaktan geçer.)
Doğrudan yaratmaya geçmenin başka bir faydası daha vardır. Kleon'a göre, bu yaklaşım, bizi, başarılı olmak için yeterince yetenekli olmadığınız anlamındaki sürekli bir duygu durumu olan “imposter sendromu” tuzağına düşmekten de kurtarır. Bu duyguları dinlemek yerine, yetenekleriniz hakkında ne hissederseniz hissedin, yaratıcı işler yapmakta kararlı ve devamlı olun.
(Shortform notu: Kleon, imposter sendromu tanımının önemli bir bileşenini dışarıda bırakmaktadır. Amerikan Psikoloji Derneği'ne göre, bu sendrom aslında, "yüksek başarı gösterenleri" veya kendi alanlarında dışa dönük başarı belirteçleri olan insanları rahatsız eden bir aşağılık duygusudur. Bu nedenle, profesyonel bir sanatçıysanız ve yeteneklerinizden şüphe ediyorsanız, bu sendromu yaşıyor olabilirsiniz - ancak kendinizi yaratıcı bir işte ilk kez deniyorsanız, basit bir şekilde, yeni bir şey denemenin getirdiği kaygıyı yaşıyor olma ihtimaliniz daha yüksektir.)
Bu bölümde, kopyalama, ne yapılacağına karar verme, dijital ve analog araçları birleştirme ve sınırlamalarınızı benimseme dahil olmak üzere, Kleon'un yaratma konusundaki pratik tavsiyelerini ele alacağız.
Diğer Sanatçıları Kopyalayarak Başlayın
Kleon, bir sanatçı olarak başlamanın en iyi yolunun yaratıcı kahramanlarınızın çalışmalarını kopyalamak olduğuna inanıyor. Kopyalar yapmak, orijinal yaratıcının o sanat eserini nasıl yaptığını daha iyi anlamanıza yardımcı olacaktır. Örneğin, resim yapmayı öğreniyorsanız, Mona Lisa'nın bir kopyasını yapabilirsiniz. Bu süreçte orijinal eseri yakından incelemeniz gerekecek, böylece Da Vinci'nin belirli mekanlarda neden belirli renkleri kullandığını anlamaya başlayacaksınız. Ardından, kendi özgün çalışmanızı yaratmaya başladığınızda, rengin nasıl kullanılacağını daha iyi anlamış olacaksınız.
Unutmayın ki, bir başka eseri kopyaladığınızda, çalışmanız kaçınılmaz olarak orijinalin gerisinde kalacaktır. Sonuçta hiçbir acemi ressam ilk denemede Mona Lisa'yı mükemmel bir şekilde yeniden üretemez. Ancak Kleon'a göre bu bir başarısızlık değil, gücünüzün kaynağıdır. Sizi bir sanatçı olarak benzersiz yapan şey, kopyalarınızın orijinalinden farklı olma biçimleridir. Kendi yaratıcı sesinizi keşfetmek ve geliştirmek için bu farklılıklara yaslanın. (Bu adım aynı zamanda çok önemlidir, çünkü kopyalarınıza asla benzersiz bir şey eklemezseniz, çalışmanız yeni ve dönüştürücü bir şey yerine orijinalin zayıf bir taklidi olacaktır.)
Araştırmalar, Kleon'un, başka bir sanatçının eserinin incelenmesinin hem yaratıcılığı hem de sanatsal beceriyi geliştirdiği yönündeki iddiasını desteklemektedir. Bir çalışmada, profesyonel bir sanatçının çizimini kopyalamak için zaman harcayan öğrenciler, daha sonra, kopyalamaya başlamayan öğrencilerin çalışmalarından daha yaratıcı ve etkileyici olarak değerlendirilen eserler ürettiler.
Tabii ki, Kleon'un önerdiği gibi, taklit etmek ve karşılaştırmadan öğrenmek başlangıç noktasıdır, ancak diğer sanatçılardan kendinizi ayıracak yolları keşfedip geliştirmediğiniz sürece sahici, kendine özgü bir ses veya ifade ortaya koyamazsınız. Bununla birlikte, becerilerinizin onlarınkiyle ne kadar örtüştüğüne odaklanırsanız, kendinizi daha yetenekli diğer sanatçılarla karşılaştırmak bazen moral bozucu da olabilir.
Kusurluluğun Hediyeleri isimli kitabında Brené Brown, bu tehlikenin farkındadır ve yaratıcı süreci, kendinizi olumsuz bir şekilde başkalarıyla karşılaştırmak yerine özgünlüğünüzün altını çizmek için kullanmanızı önerir. Brown, yaratıcı ifadenin her bireye özgü olduğu gerçeğinin altını çizer ve bu nedenle işinizi başkalarıyla karşılaştırmanın anlamı olmadığını belirtir. Bunun yerine, sizin yaptığınızı başka kimsenin yapamayacağı gerçeğine odaklanın çünkü başka hiç kimse dünyayı tam olarak sizin gördüğünüz gibi görmüyor - yaratıcılığınız ve ortaya koyduğunuz eserler, kelimenin tam anlamıyla eşsizdir.
Ne Yapacağınıza Karar Verin
Kendi yaratıcı sesiniz konusunda bir fikriniz olduğunda, ne yaratmak istediğinize karar vermeniz gerekecek. Kleon, size hitap eden sanat türünü düşünmenizi ve alışkın olmadığınız da olsa onu yapmaya çalışmanızı öneriyor. Bu, Kleon'un sıkıcı sanat için bir reçete olduğuna inandığı “bildiğinizi yazın (veya çizin veya boyayın veya inşa edin)” şeklindeki çok bildik tavsiyeyle çelişiyor.
(Shortform notu: 60'tan fazla roman ve 200 kısa öykünün yazarı olan Stephen King, Kleon'un “bildiğinizi yazın”ı harfi harfine almama tavsiyesine katılıyor. On Writing isimli kitabında, King, kendi kişisel deneyimlerinizden öğrendiğiniz temel gerçekler hakkında yazmayı tavsiye ediyor; bu deneyimlerin kendileri hakkında değil. Örneğin, yeni bir şehre taşınma konusunda gergin hissetmeyi deneyimlediyseniz, uzaya gitmek için gergin olan bir astronot hakkında yazabilirsiniz - durum farklıdır, ancak altta yatan duygusal hakikat aynıdır.)
Dijital ve Analog Araçları Birleştirin
Ne yapacağınıza karar verdikten sonra, bunu nasıl yapacağınız üzerine düşünmelisiniz. Genelde tüm işlerinizi dijital olarak yapıyorsanız, Kleon bir süre bilgisayardan uzaklaşmanızı ve çalışmanıza, analog bir bileşen eklemenizi önerir. Bu, yaratıcılığınızı artıracaktır çünkü fiziksel malzemelerle çalışmak size olasılıkları keşfetme ve hata yapma özgürlüğü verir. Buna karşılık, bir bilgisayarda çalışmak, fikirlerinizi tam olarak keşfetmeden önce sansürlemenizi çok kolaylaştırır. Bu nedenle Kleon, ancak yaratıcı bir projenin sonraki düzenleme aşamasına geldiğinizde bilgisayar kullanmanız gerektiğini savunuyor.
(Shortform notu: Genellikle yalnızca bilgisayarda çalışıyorsanız, analog malzemeleri birleştirmek gereksiz bir güçlük gibi görünebilir; örneğin, bir yazarsanız, hepsini yeniden yazmanız gerekeceğinden elle yazmaktan vazgeçebilirsiniz. Ancak araştırmalar, elle yazmanın kişiyi daha yaratıcı kıldığını gösteriyor çünkü elle yazma fiziksel eylemi, beynin daha geniş bölgelerini klavyede yazmaktan daha fazla çalıştırıyor. Bu yüzden birçok başarılı yazar (Neil Gaiman, Stephen King ve J.K. Rowling) bilgisayarda düzenlemeye başlamadan önce önce hikayelerini el yazısı ile yazar.)
Kendinizi fiziksel malzemeleri kullanmaya teşvik etmek için Kleon, çalışma alanınızı iki bölgeye ayırmanızı öneriyor: biri bilgisayarınız ve diğer elektronik ekipman için, diğeri ise oluşturmak için kullandığınız malzemeler (kalem ve kağıt, kil veya boyalar gibi) için. Keşfetmek ve beyin fırtınası yapmak için analog bölgeyi kullanın, ardından fikirlerinizi düzenlemek ve genişletmek için dijital bölgeyi kullanın.
(Shortform notu: Kleon'un kendi çalışma alanı da, analog ve dijital çalışma için iki ayrı masa içeriyor; ancak, ikiye bölerseniz aynı fikrin tek bir masa ile çalışacağını da düşünebiliriz. Belirlenmiş bir çalışma alanınız yoksa, çeşitli analog malzemelerden oluşan taşınabilir bir kiti bir araya getirerek bu kurulumu oluşturabilir; bu şekilde, o gün çalışmak için nerede oturursanız oturun, analog ve dijital arasında kolayca geçiş yapabilirsiniz.)
Sınırlamaları Benimseyin
Kleon, yaratıcı çalışma için son bir ipucu sunuyor: Kısıtlamaları ve sınırlamaları avantajınıza kullanın. Sınırlı kaynaklara sahip olmak aslında yaratıcılığı artırır, bu nedenle meydan okumayı kabul edin. Aslında, yaratıcı bir koşuşturma içindeyseniz, keyfi olarak bir sınırlama bile ekleyebilirsiniz (örneğin, yalnızca elinizde bulunan malzemeleri kullanarak bir yemek pişirmek için kendinize meydan okuyarak). Ek bir bonus olarak, bu aynı zamanda işinizi daha ilginç hale getirir - insanlar bu kadar az şeyle nasıl bu kadar çok şey yaptığınıza şaşıracaklar.
(Shortform notu: Kleon, sınırlamaların neden yaratıcılığı artırdığını açıklamıyor, ancak bunun nedeni, kısıtlamaların beyninizi, bunlardan bir yol bulmak için problem çözme moduna zorlaması olabilir. Aslında araştırmalar, insanların daha az seçeneğe sahip olduğunda daha yaratıcı olduklarını ortaya koyuyor.)
4. Adım: Çalışmanızı Paylaşın
Gurur duyacağınız bir şey yaptığınızda, doğal olarak bunu başkalarıyla paylaşmak isteyeceksiniz - ancak Kleon, bu adımda acele etmeme konusunda uyarıyor çünkü anonimlik - kimliği bilinmeksizin yayınlamak, yeni başlayan sanatçılar için önemli bir değerdir. Şu anda istediğiniz kadar deneme özgürlüğüne sahipsiniz çünkü kimse sizden özel bir şey beklemiyor. Bununla birlikte, bir kez ünlü bir sanatçı olduğunuzda, bu özgürlük ortadan kalkacaktır çünkü insanlar sizden belirli bir sanat türünü üretmeye devam etmenizi bekleyecek ve hatta size sadece bunun için ödeme yapacaktır.
(Shortform notu: Kleon'a göre, eserinizin tanınır hale gelmesi otomatik olarak yaratıcı özgürlüğünüzü kaybetmeniz anlamına gelir; ancak, bu her zaman böyle değildir. Birçok sanatçı ve yazar, kişisel anonimliğini (ve bu nedenle istediklerini yaratma özgürlüğünü) koruyarak ünlü eserler yaratmıştır. Örneğin Mark Twain, George Orwell ve George Eliot gibi yazarlar takma adla yazarken ün kazandılar. Modern çağda Banksy olarak bilinen grafiti sanatçısı, anonim kalırken uluslararası başarı elde etti.)
Paylaşmak ve Bağlanmak için İnterneti Kullanın
İnsanların işinizi görmesine hazır olduğunuzda, internet emrinizde olan en iyi araçtır çünkü dünyanın her yerinden insanlar işinizi kolayca bulabilir. Kleon, bir web sitesi ve sosyal medya varlığı oluşturmanızı önerir. Başkalarının sizden öğrenmesi (ve sizin de onlardan bir şeyler öğrenebilmeniz) için tamamladığınız çalışmanızı ve yaratıcı sürecinize dair bazı yaklaşım ve eserlerinizi paylaşın.
Çalışmanızı paylaşmanın yanı sıra internet, diğer yaratıcı insanlarla bağlantı kurmak için harika bir yerdir. Kleon, size ilham veren işler yapan insanları bulmak için sosyal medyayı kullanmanızı öneriyor. Ardından, onlara eserleri üzerinden iltifat ederek bir ilişki başlatın. Bir sanatçıya (tanınmış olsun ya da olmasın) takdirinizi ifade etmek istiyorsanız, Kleon, özel olarak mesajlaşmak yerine çalışmalarını web sitenizde veya sosyal medya hesabınızda aleni bir şekilde göndermenizi, paylaşmanızı önerir. Bu şekilde, sanatçı takdir edildiğini hissedecek, ancak yanıt vermek için baskı hissetmeyecektir.
(Shortform notu: Kleon, diğer sanatçılara övgüler göndermek için sık sık bu yola kendi de başvuruyor. Bu övgüler farklı biçimlerde oluyor; örneğin, son zamanlarda okuduğu en iyi kitapların listesini, her kitabı bu kadar unutulmaz kılan şeyin bir incelemesiyle birlikte yayınlıyor. Ya da yakın zamanda, bir yazar veya sanatçının düşüncelerini derin bir şekilde analiz ediyor - örneğin, romancı Lauren Groff tarafından verilen bir konuşma üzerine resimli notlarını yayınladı. Bu yaklaşımı, aynı zamanda diğer yaratıcı insanlarla da bağlantı kurmasını sağlıyor ve onlara, kendi yaratıcı süreci üzerinden öğrenme şansı veriyor.
Eleştiriyle Nasıl Başa Çıkılır?
İnsanlarla çevrimiçi etkileşim kurarken, herkesi memnun edemeyeceğinizi unutmayın. Birisi işinizi beğenmiyorsa, onları görmezden gelin ve yaratıcı sanat çalışmalarınıza yeniden odaklanın. Bu kişinin sözleri sizi sinirlendiriyorsa, daha da iyi: Kleon, öfkenin yaratıcı çalışma için mükemmel bir motive edici olduğunu savunuyor. İnsanlarla çevrimiçi tartışmalarda motivasyonu boşa harcamak yerine, bu öfkeyi daha da büyük sanat eserleri ortaya koymak için yönlendirmeyi tavsiye ediyor.
(Shortform notu: Bilimsel araştırmalar, Kleon'un öfkenin yaratıcılığı güçlendirdiği argümanını destekliyor: Bir çalışma, öfkeli bir ruh halindeki insanların, üzgün veya nötr bir ruh halindeki insanlara göre fikirler arasında daha yeni bağlantılar ürettiğini buldu. Diğer bazı araştırmalar ise, öfkeyi bastırmanın yaratıcılığınızı aşırı derecede azaltabileceğini gösterdi. Bu yüzden öfkenizi (Kleon'un önerdiği gibi sağlıklı yollarla) zaman zaman dışarıya vurmak en iyisidir.)
Ancak Kleon, taştan yapılmadığımızı ve reddedilme veya eleştiriden kurtulmanın söylenmesinin bunu yapmaktan daha kolay olduğunu da kabul ediyor. Bu nedenle, aldığınız her iltifat dolu e-postayı veya mesajı, insanların çalışmalarınızı takdir ettiğini hatırlatmak istediğinizde tekrar ziyaret edebileceğiniz bir klasöre kaydetmenizi öneriyor.
(Shortform notu: Bu klasörü oluşturmanın birçok yolu vardır. Örneğin, bir blog gönderisinde Kleon, kendi övgü dosyasını oluşturmak için Gmail'deki "etiketler" işlevini kullandığını açıkladı. Alternatif olarak, daha analog bir dosya tercih ederseniz, not defterinizin birkaç sayfasını bu övgüleri kaydetmek için de ayırabilirsiniz.)
Alıştırma: Yaratıcı Çalışma Alanınızı Tasarlayın
Hayalinizdeki çalışma alanı hakkında beyin fırtınası yapmak için bir dakikanızı ayırın.
İdeal çalışma alanınız nasıl görünür? Ayrıntılı olarak açıklayın. (Örneğin, okyanus manzaralı bir açık hava boyama alanını veya karanlık bir odayla tamamlanmış tam dolu bir fotoğraf stüdyosunu tercih edebilirsiniz.)
Kleon, hem analog hem de dijital araçların kullanılmasını öneriyor. Hayalinizdeki çalışma alanı bu modları nasıl dengeler? (Örneğin, bir analog masanız ve bir dijital masanız olabilir.) Çalışmanızı desteklemek için hangi analog araçları dahil edersiniz?
Kleon ayrıca çalışma alanınızı sevdiğiniz sanatçılardan ilham alarak doldurmanızı öneriyor. Hangi sanatçılar veya içerik oluşturucular size en çok ilham veriyor? İdeal çalışma alanınızı dekore etmek için hangi eserlerini kullanırdınız?
Mevcut kaynaklarınız ve kısıtlamalarınız göz önüne alındığında, mevcut çalışma alanınızı ideal alanınıza benzetmek için hangi küçük adımları atabilirsiniz? (Örneğin, okyanusa yakın bir yerde çalışmayı seviyorsanız, ancak karayla çevrili bir bölgede yaşıyorsanız, çalışma alanınıza okyanus dalgalarının bir resmini asabilirsiniz.)