Yazının Linki:
Bu yazı, Shortform’da yayınlanmıştır. 7 Ekim 2022
Son birkaç yılda, inatçı zihinsel sağlık sorunlarının muhtemel tedavisi olabilecekleri düşüncesiyle psikedeliklere karşı olan ilgide bir artış görüldü. Ancak psikedelikler, onları savunanların söylediği kadar mucizevi mi? Yoksa aksine kabul edilemez riskler mi oluşturuyor?
Giriş: Psikedilekler Ana Akımda Yerini Aldı
Son birkaç yılda, özellikle inatçı zihinsel sorunları tedavi etmedeki değerleri netleştikçe psikedileklere olan ilgide önemli bir artış görülüyor. Bu konu üzerine Netflix ve Wall Street'te bile yapımlar ortaya çıktı. Psikedeliklere karşı duyulan coşku gün geçtikçe artarken, anksiyete ve depresyondan gıda alerjilerine ve diş hastalıklarına kadar neredeyse her şey için tedavi olarak önerilir hale de gelmeye başladılar.
Bu potansiyel faydalar nedeniyle, dünya çapında yasallaştırma için artan baskılar var. Ancak, kanun koyucular bu konuya şu anda temkinli yaklaşmayı tercih ediyor. Bu temkinli yaklaşım, acaba ABD’nin uyuşturucu savaşına benzer şekilde modası geçmiş bir düşünce mi, yoksa yasa koyucular işleri yavaşlatmakta haklı mı?
Bu makalede, her iki tarafa da bakacağız: yasallaştırma yaklaşımı ve aşırı ihtiyatlı yaklaşım. Psikedelikler hakkında biraz arka plan ile başlayacağız: ne oldukları, tedavi amacıyla kullanım için araştırmaya konu olanlar ve yasallaştırma yolunda nerede olduğumuz. Ardından, yasallaştırmanın sonuçları da dahil olmak üzere, yasallaştırma iddialarının gerekçelerini ortaya koyacağız. Sonrasında, umut vadeden bazı klinik araştırmaların sonuçlarına bakacağız. Ardından, bireylere, topluluklara ve çevreye yönelik potansiyel riskler de dahil olmak üzere yasallaştırmaya karşı gerekçeleri ele alacağız. Yasallaştırma çalışmalarına devam edersek göz önünde bulundurmamız gereken bazı hususları belirterek tamamlayacağız.
Psikedelikler Nedir?
'Psikedelik' kelimesi 1956'da psikiyatr Humphrey Osmond tarafından, Yunanca psyche ("zihin" veya "ruh") ve delein ("tezahür etmek") kelimelerini birleştirerek "zihin tezahürü" anlamına gelmek üzere icat edildi. Alternatif olarak "entheogen" terimi, bu maddelerin bazen yol açtığı mistik deneyimleri ifade ediyor. Yine başka bir alternatif olan "halüsinojen" de yaygın bir kullanım olmakla birlikte, tüm deneyimi eksik olarak ifade ettiği için gün geçtikçe daha az kullanılır oldu.
En yaygın psikedelikler ise şunlar:
- "Sihirli" mantarlardaki aktif bileşikler olan psilosibin ve psilosin. Psilosibin mantarları tüm dünyada bulunuyor ve uzun bir geleneksel kullanım geçmişine sahip.
- Ecstasy veya MDMA (3,4-metilendioksimetamfetamin), ilk olarak 1912'de Merck tarafından kanamayı durdurmak için bir ilacın parçası olarak sentezlendi. Merck o zaman bunu test etmedi, bu yüzden MDMA'nın popüler hale gelmesi 1970'lere kadar meydana gelmedi.
- LSD (liserjik asit dietilamid), ilk olarak 1938 yılında laboratuarda çavdarda yetişen bir mantar olan ergottan yapıldı. Onu sentezleyen İsviçreli kimyager Albert Hofmann, 1943'te kazara dokunduktan ve parmak uçlarıyla emdikten sonra psikoaktif olduğunu keşfetti (ve şimdilerde çok ünlenen meşhur eve bisiklet yolculuğunu yaptı).
- Peyote, San Pedro ve Peru Meşalesi gibi kaktüslerde bulunan meskalin. Bu bitkilerin hepsi Amerika'ya özgüdür ve yaygın olarak yerlilerin dini törenlerinde kullanılır.
- DMT ( N,N -dimetiltriptamin) birçok bitki ve hayvanda çok küçük miktarlarda bulunur. Bazı araştırmacılar, öldüğümüzde vücudumuzdan DMT salgılandığını düşünüyor. DMT, tek başına veya Amazon havzasında bulunan birçok kültürde geleneksel bir tören içeceği olan ayahuasca'nın aktif bileşenlerinden biri olarak kullanılıyor.
- Ketamin, genellikle insan ve veteriner cerrahisinde kullanılan ve yasal olarak üretilen bir anesteziktir. İlk olarak 1962'de sentezlenmiştir.
Yasallaştırma: Mevcut Durum
Yukarıda sayılan ilaçlardan sadece ketamin, yaygın olarak bir çok ülkede, ve sadece tıbbi amaçlı kullanımı için yasal olarak üretilen tek ilaçtır. Psilosibin mantarları şu anda Brezilya ve Jamaika'da yasaldır ve diğer bazı ülkelerde farklı derecelerde suç olmaktan çıkarılmıştır (resmen yasa dışıdır, ancak yasa uygulanmamaktadır).
ABD'de, psilosibin Oregon'da tedavi amacıyla kullanım için zaten yasaldır ve bir dizi şehir ve eyalette (Denver, Oakland, San Francisco ve Washington, DC dahil) kullanımı suç olmaktan çıkarılmıştır. Kimi başka eyaletler de benzeri yasal düzenlemelere hazırlanmaktadır. LSD ve DMT şu anda yasallaştırmadan en uzak olanlardır, ancak mevcut eğilim bu yönde devam ederse, muhtemelen sıradakiler onlar olacaktır.
Yerli ve dini topluluklara ise geleneksel psikedelikler için (örneğin, Meksika'daki Mazatec topluluğu için psilosibin mantarı kullanımı ve ABD'deki Kızılderili Kilisesi'nin faaliyetlerinde peyote kullanımı) özel izin verilmektedir. Kolombiya gibi diğer ülkelerin bunlarla ilgili bununla ilgili özel bir mevzuat yoktur.
ABD'de 1950'ler ve 1960'larda LSD'nin eğlence amaçlı yaygın kullanımı ve tedaviye yönelik kullanımına ilişkin araştırmalarda eşzamanlı bir patlama görüldü. Ancak bu durum, 1970'lerin başında ABD’nin War on Drugs adı verilen Uyuşturucu Savaşı ile birlikte kısıtlandı (veya bu durum en azından yeraltına çekildi). Araştırmaların yeniden ortaya çıkması ve hızla ivme kazanması ise FDA'nın psilosibin ve MDMA için "Çığır Açan Terapi" statüsü tanımlamasının ardından yalnızca son on yılda meydana geldi.
Yasallaştırmaya Yönelik Çalışmalar
Bu maddelerin yasal hale gelmesini savunan kesimler bunun için genel olarak üç temel neden ortaya koyuyor: 1) Psikedeliklerin zorlu zihinsel sorunları iyileştirebileceğine dair artan kanıtlar; 2) düşük seviyedeki belgelendirilmiş riskler; ve 3) yasallaştırmanın mümkün kılacağı daha sıkı izleme ve kalite güvencesi.
Ruh Sağlığına Faydaları Potansiyel Olarak Devrim Yaratabilir
Psikedelikleri yasallaştırma motivasyonunun arkasındaki ana itici güç, önemli tedavi edici faydalarına yönelik potansiyelleri. Psikedelikleri kullanmak, ruhsal bozuklukları tedavi etmekte bocalayan bir alan olan psikiyatride devrim yaratabilir. Erken kanıtlar, psikedeliklerin (geleneksel terapi yöntemleri ile birlikte kullanıldığında) Batı tıp sisteminin başa çıkmakta zorlandığı ruhsal bozuklukların tedavisinde gayet iyi sonuçlar ortaya koyabildiğini gösteriyor.
Bazı araştırmacılar, psikedeliklerin farklı görünen ancak ortak bir bağlantısı olduğu düşünülen işlenmemiş travma, sıkışmış zihinsel kalıplar veya derinlere yerleşmiş kopukluk gibi durumlar söz konusu olduğunda, sadece semptomlarını azaltmakla kalmayıp, aynı zamanda tedavi de edebileceğini iddia ediyor. Bu geniş spektrumlu eylem nedeniyle, psikolog Alex Belser psikedelikleri "kendisine hastalık arayan ilaçlar" olarak adlandırıyor.
Klinik deneyler ise hali hazırda şunları gösteriyor:
- MDMA destekli psikoterapi, Travma Sonrası Stres Bozukluğunu (PTSD) etkili bir şekilde tedavi edebiliyor.
- Psilosibin destekli terapi, belki de beyin ağlarının artan entegrasyonu nedeniyle majör depresyonu iyileştirebiliyor. Psilosibin ile sadece iki seans içeren bir çalışma, etkilerinin altı ay sonra bile önemli ölçüde geçerli olduğunu ortaya koydu.
- Ketamin, tedaviye dirençli depresyonu hızlı ve etkili bir şekilde azalabilir.
- Hem psilosibin hem de LSD, inatçı baş ağrılarına karşı uzun vadeli bir çözüm üretebiliyor.
- Psilosibin ve LSD, ölümcül hastalığı olan hastalarda yaşam sonu kaygısını ve depresyonu hafifletebiliyor.
- LSD alkolizmi azaltabiliyor.
- DMT (ayahuasca) tedaviye dirençli depresyonu hafifletebiliyor.
Halen devam etmekte olan denemeler ise şunları içeriyor:
- Migren, obsesif-kompulsif bozukluk, yeme bozuklukları, kilo kaybı, kronik ağrı, Alzheimer Hastalığı ve tütün, alkol ve diğer maddelere bağımlılıklarla tedavide psilosibin.
- Körfez Savaşı Hastalığı ve depresyon için ketamin, özellikle intihar riski durumunda.
- PTSD, sosyal kaygı ve yeme bozuklukları için MDMA.
- Kaygı için LSD.
Daha da önemlisi, bu denemeler, tedavi amaçlı etkiyi elde etmek için çok az doz gerektiğini gösteriyor: Uzun süreli sonuçlar genellikle sadece bir veya iki tedavi seansından sonra görülmeye başlıyor. Etnobotanikçi Terrence McKenna bir keresinde şöyle demişti: "Ne kadar başarılı olursa, o kadar az yapmak zorunda kalırsınız.". Ona, DMT'nin "favori uyuşturucuları” olduğunu söyleyen insanların bile 1960'lardan beri hiç DMT almadıklarını bildirdiklerini söylüyor.
Riskler Düşük Görünüyor
Çoğu psikedelik maddeler, özellikle tütün ve alkol gibi şu anda yasal olan diğer maddelerle karşılaştırıldığında, minimum fiziksel risk oluşturuyor gibi görünüyor. Bu maddelerin çoğu için (ketamin hariç), organ toksisitesine dair çok az kanıt var ya da hiç yok ve ölümcül aşırı dozlar da yok denecek kadar az. Bağımlılık (MDMA ve ketamin durumları hariç) de nadir görülüyor, ancak tekrarlanan kullanımla birlikte tolerans gelişiyor. Aksine korkulara rağmen, psikedeliklerin psikozla bağlantılı olduğu da gösterilmedi.
Yasallaştırma Daha Fazla İzleme ve Kalite Güvencesi Anlamına Gelir
Yasallaştırma savunucuları, bu maddeleri yasallaştırmamanın risklerini de göz önünde bulundurmamız gerektiğini savunuyor. Psikedelikler yasa dışı kaldığı sürece, daha tehlikeli maddelerle kontamine olma ve hatta yerlerine daha tehlikeli maddelerin ikame edilmesi riski yüksek. Örneğin, 2021'de Avustralya'da çok daha güçlü ve daha tehlikeli bir uyuşturucu olan NBOH, LSD olarak satıldı ve bu durum bir çok kişinin hastaneye kaldırılmasıyla sonuçlandı. MDMA ayrıca aşırı dozun ölümcül olabileceği fentanil ile sıklıkla "kesilir". Psikedelikleri yasallaştırmak, potansiyel olarak hayat kurtaran düzenlemeler ve saflık kontrolleri getirerek bu maddelerin karaborsasını azaltacaktır.
Yasallaştırma Karşıtı Nedenler
Yasallaştırmaya karşı çıkan insanlar, riskleri hala tam olarak anlamadığımızı söylüyor. Ayrıca, potansiyel olarak zararlı üç tür sonuca işaret ediyorlar: 1) vahşi ticarileştirme; 2) yerli topluluklara verilebilecek çevresel ve kültürel zararlar; ve 3) hastaların terapistleri tarafından duygusal veya fiziksel olarak istismar edilme olasılığı.
Riskleri Tam Olarak Anlayamıyoruz
Psikedeliklerin kısa vadeli riskleri çoğunlukla geçici fakat hoş olmayan ve “bad trip” olarak nitelenen deneyimlere atıf yapıyor; ("bazıları ise bu tür deneyimlerin tedavi edici değeri olduğunu iddia ediyor). Daha da önemlisi, psikedeliklerin yoğun etkileri, yoğun ruh hali değişimleri ve düzensiz davranışlara yol açabiliyor, bu nedenle, psikedelikleri kontrollü bir ortam dışında alan birinin, nadir durumlarda intihar veya cinayete kadar giden bir şekilde, kendilerine ve başkalarına zarar verme olasılığı bulunuyor. Psikedelikler ayrıca reçeteli ilaçlarla, özellikle de antidepresanlarla, bazen ölümcül zehirlenme riski ile etkileşime girebiliyor.
Çoğu psikodelikin uzun vadeli fiziksel ve psikolojik riskleri çoğu insan için düşük. Bununla birlikte, küçük orandaki bir kısım insanlar için de daha kalıcı psikotik atakları tetikleyebiliyor. Özellikle LSD, insanların yıllar sonra halüsinasyonlar ve diğer algısal ve duygusal rahatsızlıklar yaşamaya devam ettiği nadir fakat zayıflatıcı bir hastalık olan halüsinojen kalıcı algı bozukluğu (HPPD) ile bağlantılı.
Her ne kadar bu riskler, psikedelik kullanıcılarının yalnızca küçük bir bölümünü etkilese de, eleştirmenler, bu olumsuz sonuçlara neyin neden olduğunu yeterince anlamadığımız, bu nedenle bunları azaltmakta karşılaşacağımız potansiyel tehlikeler konusunda uyarıyorl. Daha yaygın kullanım, aynı zamanda, bu olumsuz sonuçlara kurban giden daha yüksek sayıda insan anlamına da gelecek.
Ticarileştirme
Mevcut klinik deneylerde psikedeliklerin faydaları ortaya konursa, bunu büyük para takip edecek. Yatırımcılar şimdiden klinik deneylere erkenden başlamak için çabalıyor ve büyük eczacılık şirketleri şimdiden patent başvurusu yapmakla meşguller. Daha önce ihmal edilen bu alana ilgi ve para akışı olumlu bir adım, ancak büyük eczacılık şirketleri ve Wall Street'in bu alana girişi konusunda dikkatli olmak için de nedenler var. Bu yeni para ve ilgi, çözdüğünden daha fazla sorun ortaya çıkarabilir.
İlk olarak, psikedelik bazlı tedavilerin şu anda mevcut ilaçlardan daha etkili olma olasılığı ilaç şirketleri için bir paradoks oluşturuyor. Bir yandan, gemiye atlamak ve yeni tedavilerden para kazanmak istiyorlar. Ancak diğer yandan, eğer psikedelikler sadece bir veya iki dozdan sonra zihinsel sağlık koşullarını etkili bir şekilde iyileştirebilirse, bu şirketler her gün bir hap almak için para ödeyen çok sayıda müşteriyi kaybetme riskiyle karşı karşıya demektir.
Bu bilmeceyi göz önünde bulunduran şirketler, yine de psikedelik destekli terapi ve ürünlerle ilgili patentlere başvurarak alanlarını korumaya çalışıyor. Eleştirmenler, bu patent başvurularının ustaca ele alınmaması durumunda, bilimsel araştırmayı (ve buna bağlı olarak, araştırmadan eninde sonunda yararlanacak kişi sayısını) ciddi şekilde sınırlama riskini taşıdığına dikkat çekiyor. Hatta bazı uygulamalar, "denek müzik dinler", "oda bir yatak veya bir kanepe içerir" ve "denek konuşmayı başlatırsa terapist konuya yanıt verir" gibi temel terapi protokollerin bileşenlerini bile içeriyor. Patent ofisleri bu gibi durumlarda ayrım yapmak için genellikle donanımlıdır, ancak yine de böyle yeni bir alanda bunu anlamaları birkaç yıl alabilir (ve bu arada verilen patentler geçerli olmaya devam edecektir). Bu tehdit şimdiden gerçekleşti: 2020'de Compass Pathways'e verilen bir patent, psilosibinin sentetik versiyonlarını yaratma araştırmalarının ilerlemesini tartışmalı bir şekilde engelledi.
Çevresel ve Kültürel Zararlar
Psikodeliklerin yasallaştırılmasına karşı çıkanlar, çevreye verilecek olası zararlara karşı dikkatli olmamız gerektiğini de savunuyor. Bu bileşiklerin iyi sentetik versiyonlarından yoksun olduğumuz sürece, doğal olarak yetişen bitkilere olan talep hızla artacaktır. Bu bitkilerin birçoğu, son zamanlarda psikedelik turizmdeki patlamadan dolayı orijinal habitatlarında artan bir baskıyla karşı karşıya. Özellikle çok yavaş büyüyen Peyote - küçük bir kaktüsün olgunlaşması 15 yıl kadar sürebiliyor - daha fazla tehdit altında. Ayahuasca asmasin ve onun DMT içeren tamamlayıcısı chacruna'yı da bazı bölgelerde bulmak gün geçtikçe zorlaşıyor.
Ayrıca, yoğun iç çatışmalara yol açmanın yanı sıra neo-kolonyalizm ve kültürel sahiplenme yoluyla yerel kültürlere zarar verme riski de bulunuyor. Örneğin, 4,4 trilyon dolarlık Batı sağlık endüstrisi devinin yolları küçük bir yerli toplulukla kesiştiğinde ne olur? Bunun erken bir örneğine sahibiz ve sonuç iyi değildi: Psilosibin mantarlarını tüketen ve daha sonra geniş bir okuyucu kitlesi için bu konuda yazan ilk Batılı, R. Gordon Wasson (o zamanlar JP Morgan'ın başkan yardımcısı) idi. Wasson, 1955'te Meksika'ya gitti ve ünlü Mazatec şifacısı Maria Sabina Magdalena García'yı buldu. Oğlunun tehlikede olduğu yalanını söyleyerek, onun yaptığı kutsal dini ayine katılmanın bir yolunu buldu ve daha sonra mantar sporlarını analiz etmek için ABD'ye götürdü. Ardından yazdığı yazılardu bu şifacının yerini açık etti ve kısa süre sonra mantar arayan Batılı turistler şifacının köyünü bir insan seline boğdu. Şifacının topluluğu, ortaya çıkan kaos için onu suçladı ve acımasızca misilleme yaptı - evini yaktılar, oğlunu öldürdüler, hapse attılar ve sonunda onu köyünden attılar. Şifacı daha sonra yoksulluk içinde öldü.
Duygusal ve Fiziksel İstismar Potansiyeli
Yeni ilaçları değerlendirirken, düzenleyiciler tipik olarak kötüye kullanım potansiyeli olup olmadığını inceler. Bununla birlikte, bu senaryolardaki "istismarcı", neredeyse her zaman ilacı alan kişidir ve "kötüye kullanım", bağımlılık veya aşırı doz anlamına gelir. Çoğu psikedelik, kullanıcı istismarı açısından düşük riskli olsa da, başkaları tarafından istismar edilmesi konusunda gerçek bir risk vardır.
Birçok psikedelik madde aşırı fiziksel yetersizliğe ve derin psikolojik kırılganlığa neden olur. Yaygın olarak erişime açık olurlarsa, tecavüz ilaçları olarak veya hırsızlık yapmak için kullanılabilirler. Daha da kötüsü, tedavi yetkisine sahip kişiler tarafından bakımları altındaki insanlara saldırmak için kullanılabilirler. Örneğin Amazon'daki kimi kötü niyetli ayahuasca "şamanları"nın, psikedeliklerin etkisi altındaki insanlara cinsel saldırıda bulunduğu olaylar rapor edildi. Pek çok insan cinsel saldırı travmasından kurtulmak için psikedelik ilaçlar kullanır ve orijinal travmayı iyileştirmeye çalışırken cinsel saldırıya uğramak en derin düzeyde zarar verir. Kötüye kullanım raporları, sadece bu tür olaylarla da sınırlı değil. 2015 yılında, PTSD hastası Meaghan Buisson, saygın Multidisipliner Psikedelik Çalışmalar Derneği tarafından desteklenen bir MDMA klinik araştırması sırasında ve sonrasında terapistleri tarafından cinsel istismara uğradı. Bu, odada bir kamera olmasına rağmen meydana geldi.
Terapistler hastalarını aktif olarak kötüye kullanmasalar bile, psikedelik terapi seanslarında erişilen psikolojik durumlar son derece hassastır. Bu maddeler genellikle bastırılmış çocukluk travmalarının yüzeye çıkmasına yol açıyor, bu nedenle terapistlerin travmayı şiddetlendirmek yerine iyileştirecek şekilde yanıt vermek için özel eğitimler almış olması gerekiyor. Psikedelik destekli terapiye katılan kişilerin sayısı arttıkça, bu yeni zorunluluk ile başa çıkmak için terapist akreditasyon sistemleri üzerinde artan bir baskı olacaktır. Daha yüksek sayıda terapist, kapsamlı takibi zorlaştıracak ve aynı zamanda yanlış yönlendirilmiş veya tamamen kötü niyetli amaçları olan terapistlerin sayısını da artıracaktır.
Buradan Nereye Gidiyoruz ?
Psikedeliklerin gerçek, derin faydaları olduğu açık ve hakim iyimserlik akımlarına kapılmak da kolay. Ama aynı zamanda, tedavi amaçları için psikedelikler ile devam edeceksek, onların karanlıkta kalan taraflarıyla da baş etmemiz gerektiği açık.
Yerli Topluluklardan Öğrenebiliriz
Yüzlerce yıldır psikedelikler ile çalışan farklı yerli toplulukların ritüellerinde bazı benzerlikler gözlemleyebiliriz. Birincisi, kullanımları kesinlikle törenseldir - günlük yaşamdan uzaktır ve dini veya şifa amaçlı faaliyetlerle sınırlıdır. İkincisi, bu törensel bağlamlar da oldukça yapılandırılmıştır, bu nedenle katılımcılar ne bekleyeceklerini bilirler. Üçüncüsü, törenler, maddeyi birçok kez kullanmış ve bu nedenle rehberlik sağlayabilecek uzmanlar tarafından yönetilir. Öngörülemeyen ve tehlikeli davranış ve olası kötüye kullanım risklerini azaltmak için, psikedelikleri terapide kullanırken aynı ilkeleri izlemeyi düşünebiliriz.
Ancak, yerli toplulukları ve onların uzmanlarını romantikleştirme tehlikesi de var. Örneğin Amazon'daki yerli kadınlar, istismar olasılığı konusunda net görüşlüdür ve tanımadıkları şamanlarla ayahuasca içmeyi reddederler. Maddelerin kendilerini romantikleştirme eğilimi de olabilir: Psikedelikler eğlence, şifa, neşe ve ışık değildir; bunun yerine, kullanıcıların sahip oldukları deneyimler, bilinçaltı zihinlerinin içeriğini yansıtır. Örneğin Aztekler, insan kurban etme ritüellerine psilosibin mantarlarını ve LSD benzeri sabah zafer tohumlarını dahil etmişlerdir.
Dürüst Olalım: Bu Sihirli Bir Hap Değil
Tüm sorunları bir hap kullanarak gidermeye yoğunlaşan kültürümüzde, bir hap daha alıp onunla tüm sorunlarımızı bitirmeye çalışmak gibi bir istek var. Psikedelikler bu tutumla bağdaştırılamaz. Bunlar güçlü ilaçlardır -inanılmaz derecede yoğun deneyimlere yol açabilir ve sizi tüm hayatınız boyunca kaçmış olabileceğiniz travmayla yüzleşmeye zorlayabilirler- ama sihirli haplar değildir. Ruhu geçici olarak açarlar (bu aynı zamanda "yeniden başlama" veya "ilkbahar temizliği" olarak da tanımlanır), ancak hastanın içeri girip çoğu zaman zor olan kendisi ile yüzleşmesi gerekir.
Önümüzdeki Yol
Artan sayıda insan, psikedelikler ile hevesle çalışmaya başladı ancak bunların istenmeyen sonuçlarını gördüğünde geri çekilmeye başladı.
LSD'yi keşfeden İsviçreli kimyager Albert Hofmann, başlangıçta bu ilacın yalnızca sanatçıların ve psikoterapistlerin ilgisini çekeceğine inanıyordu. LSD’nin insanlar tarafından partilerde uyuşturucu olarak kullanılmaya başladığını görünce önce hayal kırıklığına uğradı ve sonra da paniğe kapıldı. LSD'den "sorunlu çocuğu" olarak bahsederek, daha sonra doruğa çıkan hevesi ve ardından 1960'ların sonlarında yasaklanmadan önce bunu takip eden kaza, psikoz ve suç raporlarını anlattı.
Daha yakın zamanlarda, klinik psikolog Dr Rosalind Watts, 2017'de psilosibin ve depresyon üzerindeki tedavi etkileri hakkında iyimser bir TED konuşması yaptı. Bununla birlikte, daha sonra, özellikle toplumun konuya yaklaşımı ve psikedelikleri kullananların takibi ile ilgili, hala anlamadığımız ve yanlış yaptığımız şeyler olduğu konusunda uyarıda bulunarak konumunu yumuşattı.
Bu deneyimler, psikedelik destekli tedavi yöntemlerinin hem faydaları hem de riskleri arasında gezinen dikkatli bir yol haritasına ihtiyaç olduğunu göstermektedir.
Kaynaklar
Shortform, karmaşık konulara dengeli bir genel bakış oluşturmak için ideolojik yelpazede geniş bir perspektif yelpazesinden yararlanır.
- Association for the Treatment of Sexual Abusers: Examining the Dark Sides of Psychedelic Therapy
- Discover Magazine: Psychedelics Could Be the Future of Psychotherapy
- Entheonation: Magic Mushroom Legality Around the World
- The Guardian: Tourist boom for ayahuasca a mixed blessing for Amazon
- Harvard Health: Back to the future: Psychedelic drugs in psychiatry
- Albert Hofmann: LSD - My Problem Child
- Journal of Psychopharmacology: Adverse effects of psychedelics: From anecdotes and misinformation to systematic science
- Medium: Can magic mushrooms unlock depression? What I’ve learned in the five years since my TEDx talk
- Nature: No link found between psychedelics and psychosis
- Quartz: A millionaire couple is threatening to create a magic mushroom monopoly
- Vice: The Race to Patent Psychedelics Is Just Getting Started
- The Wall Street Journal: Silicon Valley and Wall Street Elites Pour Money Into Psychedelic Research
Shortform’a abone olmak istiyorsanız shortform.com/balkan linki üzerinden ilerlerseniz %20 oranında indirim alabileceğiniz de aklınızda olsun!
Kütüphane - Nitelikli Diğer Yazı ve Kitaplar İçin