Amerikan senatörü John McCain, 25 Ağustos 2018'de, Arizona'da ailesinin yanında kanser nedeniyle 81 yaşında hayatını kaybetti. Kanser olduğunu 2017 yılında öğrenmiş, senatodaki görevlerine tedavi için ara vermiş ve hastalığın hızlı ilerleyişi karşısında çaresiz kaldığı için son günlerinde ailesi ile birlikte aldığı ortak karar ile tedaviye son vermişti. Mccain, savaş pilotu olarak katıldığı Vietnam Savaşı'nda 1967'de uçağı vurulduktan sonra esir düşmüş, 1973 yılında esir kampından çıkana kadar bir çok kez işkence görmüştü. Ülkeye dönüşünün ardından 1982 yılında siyasete atıldı, önce temsilciler meclisine seçilerek burada iki dönem görev yaptı; ardından 1987'de senatör olarak seçilerek ölümüne kadar beş defa üst üste Cumhuriyetçi Parti'den Senato'da yer aldı.
McCain, siyasi hayatı sırasında iki kez Amerikan başkanlığı için yarıştı; ikisinde de kaybetti. Bunlardan ilki, 2000 yılı seçimleri içindi; Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı olabilmek için parti içerisinde ön seçime girdi ve Texas Valisi George W. Bush'a kaybetti. 2008 yılında, Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adayı olmayı başardı ancak bu kez karşısında Barack Obama vardı ve anketlerde önde başladığı başkanlık yarışını Obama'ya karşı 365 - 173 seçici oy ile kaybetti. Her iki adayın birbirlerine son derece ağır bir şekilde yüklendikleri bir süreç yaşandı. Seçimi kaybettikten sonra Obama'yı kutlayan konuşması örnek bir olgunluğu anlatıyordu; Obama'yı tebrik ettikten sonra onu başkanı olarak kabul edip tüm Amerikalılar'ı onu desteklemeye davet etti.
McCain, Cumhuriyetçi Parti'nin dış politikada şahin, iç politikada ise ılımlı kanadını temsil ediyordu. Senatoda Silahlı Kuvvetler Senatosu'nun başkanlığını yürütürken, Suriye iç savaşının en aktif destekçileri ve hatta planlayıcıları arasında yer alan McCain, IŞİD'in kurulmasından bile sorumlu tutulurken, Rusya'yı hâlâ en büyük düşman olarak görüyor, ancak iç politikada, zorunlu haller için Guntanamo'nun kapatılarak işkenceye son verilmesi, basın özgürlüğü, hukuk devleti, güçler ayrılığı, kürtaj serbestisi ya da Obama'nın sağlık reformunun destekçiliği gibi bir çok konuda kendi partisi ile aykırı düşmek pahasına ılımlı ve akılcı bir çizgi takip ediyordu. Bu nedenle kendi partisinin muhafazakar kesiminden şiddetli eleştiri alırken, kritik konularda takındığı parti tavrı yerine akil tavır dolayısıyla da taraflı tarafsız bir çok Amerikalı'nın takdirini topluyordu. McCain'in olumlu bulunan son tavrı ise, kendi partisi ile açık açık ters düşmek pahasına, Trump'ın Amerikan Başkanlığı'na aday olma süreci ve sonrasında Trump'a karşı açıktan yürüttüğü muhalefetti. Aralık 2016'da, Trump'ın seçim sürecinde Rusya ile işbirliği yaptığına dair bir dosyadan haberdar olduğunda, bir çalışanını gönderip bu dosyayı aldıktan sonra inceleyen ve içeriğini ciddi bulup gereğinin yapılması için birebir görüşmede zamanın FBI başkanı James Comey'e veren o oldu.
McCain, hastalığını ve seyrini öğrendikten bir süre sonra tedaviye olumlu cevap vermeyeceğini ve bunun, onun son savaşı olduğunu fark etmiş, bu kaz savaştan galip çıkamayacağını anlamıştı. Son aylarında, dirayetle kendi cenaze hazırlıklarını düzenledi. Bunun için ilk olarak tabutunu taşıyacak kişileri belirledi. Bu kişiler Demokrat Parti eski senatörü ve başkan yardımcısı Joe Biden, eski Arizona senatörü ve Cumhuriyetçi Parti'nin bir sonraki seçimlerde başkan adayı olan Russ Feingold, eski Savunma Bakanı William Cohen, yakın dostu, aktör Warren Beatty ve Putin muhalifi Açık Rusya hareketinin başkan yardımcısı, 36 yaşındaki Vladimir Kara - Murza idi.
McCain, tabutunu taşıyacak kişileri seçerken çok dikkatli davranmış; hem rakip partiden bir yakın dostunu hem kendi partisinden bir dostunu hem kendi vazifesi olan askerliği temsil eden bir dostunu, hem siyaset dışından yakın dostu bir sanatçıyı hem de Putin muhalifi bir kişiyi toplayarak kendisini takip edenlere ilk mesajını vermişti. McCain'in ikinci kararı daha radikaldi; başkan Trump'ın cenazesine katılmasını istememiş, bunu da çevresindeki herkese söylemişti; nitekim öyle de oldu ve Trump, düzenlenen üç adet cenaze törenini hiçbirine katılmadı. Bununla birlikte düzenlenen resmi törende son üç Amerikan Başkanı Barack Obama, George W. Bush ve Bill Clinton da yer alıyordu.
McCain'in üçüncü ve son sıradışı isteği ise diğer iki adım kadar farklıydı; McCain, "eulogy" olarak adlandırılan ve törende kendisi ardından yapılacak konuşmaların eski siyasi rakipleri George W. Bush ve Barack Obama tarafından yapılmasını istemişti. Bush açısından aslında bir gariplik yoktu, ikisi de aynı eyaletten çıkmış Cumhuriyetçi senatörlerdi; 2000 yılında McCain, Bush'a karşı başkanlık ön seçimini kaybettikten sonra aralarında çok büyük bir siyasi rekabet olmamış; McCain, özellikle 11 Eylül saldırıları sonrasında Bush'u ve Afganistan harekatını desteklemişti. Ancak Obama ile durum bundan farklıydı. 2008 başkanlık seçimleri her ikisi arasında son derece sert geçmekle kalmamış, aynı zamanda McCain, Obama'nın başkanlık süreci içerisine Senato'da en güçlü siyasi rakiplerinden biri olmuş, Obama başkanlıktan ayrıldıktan sonra sadece bir kaç kez telefonla konuşmuşlardı. Üstelik, Obama, McCain'i hastalığı sırasında ziyaret eden çoğunluk arasında da değildi; buna karşın teklifi reddetmedi ve cenaze töreninde yaklaşık 20 dakika süren son derece yalın ve etkileyici bir konuşma yaptı. Obama, McCain'in kendisini nasıl daha iyi bir lider haline getirdiğini belirtip onun bir siyasetçi değil gerçek bir devlet adamı olduğunu söyledi. McCain, ölümünde dahi, siyasetin geçici olduğunu, aslolanın, kişisel görüşlerden bağımsız bir arada bulunmak olduğunu göstermişti.
Tüm bu yaşanılandan çıkarılacak dersler nelerdir?
Çıkartması gereken ilk ders elbette, bir insanın nasıl yaşadığı ve yaptıkları ile ölümün ötesine nasıl geçtiğidir. Yalnızca kendilerinden sonra yaşayacak eserler bırakan ve yaşamları boyunca kendilerini aşan amaçlar için yaşayan kişiler ölümün ötesine geçmektedir. İnsanın kendisi için yaptığı bu dünyada kalmakta, başkaları için yaptığı ise onunla birlikte ebediyete kadar yaşamaktadır. Bu basit gerçeği kavramamız bizi biraz olsun gündelik kaygıların ötesine geçirecek temel motiftir zannediyorum.
Çıkartılması gereken ikinci ders, kanımca, bir öncekinin devamı olarak, bir insanın nasıl yaşadığı önemli olmakla birlikte nasıl öldüğünün de önemli olduğudur. Bugüne kadar dünya üzerinden gelip geçen milyarlarca insan düşünüldüğünde, yaşamları ile etkili olan bir çoğu elbette vardır ama bundan çok daha azı ölümleri ile başka insanların yaşamına değer katmıştır. Çanakkale Savaşı'nda, arkalarından gelen birlikler yetişene kadar düşmanı oyalamak için öleceğini bile bile son nefesine kadar mücadele eden 57. Alay'ın neferleri ilk akla gelen örnektir belki ama sözlerinin ardında canı pahasına duran ve ölüm cezasına rağmen geri adım atmayan Sokrates de son eylemleri ile bu dünyadakilere üzerine düşünecek önemli dersler bırakmışlardır.
Çıkartılması gereken, üçüncü ders ise, olgun bir insanın, dünyevi çatışmaların çok ötesine geçerek, gerektiği zaman karşıdakinin elini sıkmayı bilmesi gerektiğidir. Ölüm en büyük eşitleyicidir; herkesin eşit olacağı bir seviye varken kimseye üstünlük taslamanın ne gereği vardır? McCain, ölüm haberini aldığında bunu dirayetle karşılamış, hazırlıklarını tamamlamış ve kendisi hakkında konuşma onurunu, kendisi hakkında ne diyeceklerini bilemeden, siyasi hayatta sürekli yenildiği iki büyük rakibine vermiştir. Böyle yaparak hem onları hem de kendisini bir kez daha onurlandırmıştır.
Dileyelim ki bizler de vakti gelince böyle onurlu bir şekilde son görevimizi yerine getirebilelim.
Kütüphane - Nitelikli Diğer Yazı ve Kitaplar İçin