Bir koşu aşığı olarak, yıllar içerisinde çeşitli platformlar üzerinde okuduğum koşu / koşmak konulu kitapları derledim. Resimlerin üzerlerine tıklayıp kitap hakkındaki düşüncelerimi, kişisel puanımı, kitabın yazarını, satın alabileceğiniz Amazon ve detaylı inceleyebileceğiniz Goodreads adreslerini, yayın yılı ve uzunluğu gibi bilgileri bulabilirsiniz. Bu tabloyu ara ara güncelleyeceğim yeni kitaplar okudukça, bu yüzden arada bir gelip yeni içerik eklenmiş mi kontrol edebilirsiniz. Bu listede, son eklenen kitaplar üstte yer alacak. Kitapları okurken çok keyif aldım; umarım sizin de hoşunuza gider. Bu listenin Koşmak Üzerine Filmler versiyonuna bakmayı da unutmayın. Dilerim hoşunuza gider. Son güncelleme: 27 Ekim 2024 - Let Your Mind Run: A Memoir of Thinking My Way to Victory
Kitabın yazarı Deena Kastor, Amerika’da, uzun mesafe yarışlarına karşı ilgiyi canlandıran, 2000 lerda kitleleri etkilemiş bir kadın uzun mesafe koşucusu olarak tanınıyor. Bu kitabında, bir de ismini verdiği hayalet yazar kullanarak, çocukluğundan itibaren tüm koşu ve özel yaşamını bizlere anlatıyor. Genel anlamda samimiyeti, verdiği mücadele, kendisini adaması, eşi ile olan ilişkileri ve özellikle spora yaşamına ilişkin detayları ile rahat okuduğum, akılda kalıcı bir kitap oldu. Ancak üzerine yazılan eleştirileri okuduğum zaman biraz da şaşırdım; çünkü ben de okuduktan sonra fark ettim, Kastor, sanıyorum, ailesinin varlıklı olması ve küçük yaştan itibaren yaşamını nasıl kazanacağını pek düşünmeksizin kendisini nispeten rahat bir şekilde koşmaya adayabilmiş; bu nedenle, yaşamını sadece koşmaktan kazanmak zorunda olan ya da maddi durumu çok da parlak olmayan sporcular epey bir kıskanç yorumlar yapmışlar kitabın altına; yine de ben pek takılmadım; keyifle okunan güzel bir kitap, koşuyla ilgilenen herkese güzel noktalar çıkartır diye düşünüyorum; okuyun, sıkılmazsınız.
İyi niyetle yazılmış, pek olmamış bir kitap. Tüm eser ikili şekilde kaleme alınmış; önce yazar, belirli bir konuda edebiyat parçalıyor, ardından bir ultra yarışında başından geçenler, çıkardığı dersler, koşu üzerine düşünceleri anlatıyor; açıkçası kitabı okutan da bu bölümler; Bahar Baltacı kusura bakmasın ama diğer yazıları biraz lise kompozisyonu tadında kalmış, konusu koşmak olan bir kitaba da gereksiz kaçmış, üstelik iyi kaleme alınmış, edebi değeri olan metinler de değil; sanıyorum kitap yeterince iyi işlenmemiş; ben olsam o bölümleri olduğu gibi kitaptan çıkartır, onun yerine yarış ve koşuları anlatan pasajları detaylandırır, zenginleştirirdim; o pasaj içerisinde vermek istediğin mesazjları, koşu ve yarışlar içerisine yedir, yine anlat; ne gerek var; kitabı okutan bölümler onlar zaten; böyle olunca ortaya iyi niyetli ama eh işte dedirten bir kitap çıkmış; inşallah sonrası gelirse diğer kitaplarında bu durumu düzeltir.
Kitabın yazarı aynı zamanda bir Zun ustası olan koşucu. Yaşamını Zen Budizmine ve koşmaya adamış; bu kitabında da her iki konsepti birleştiriyor. Özellikle koşmaya bir Zen ustası olarak yaklaşımları özgün ve başka yerde bulmanız zor; benim çok hoşuma gitti; ondört bölümden oluşan kitabın her bölümünün sonunda mutlaka Zen ile ilişkili pratik bir koşu çalışması da bulunuyor; gerek koşmaya bir başka açıdan bakmak isteyenler gerekse Zen Budizmi hakkında bilgi almak isteyenler için çok güzel bir kaynak; samimiyetle tavsiye ediyorum.
Meşhur Çekoslovak koşu efsanesi Emil Zapotek’in yaşamının anlatıldığı bu kitap ilk yarısına kadar koşucuya, ilk yarısından sonra da Zapotek’in uğradığı zulüm üzerinden anti komunizm propagandası şeklinde yazılmış. Kendisini kolay okutuyor ama neticede çok da detaylı yazılmamış; yine de fena değil; iki saate alıp okuyup kenara koyabilirsiniz.
Dean Karnazes, çok uzun yıllardır ultra maraton koşan bir atlet; bu konudaki deneyimleri ve başından geçenleri de bir çok kitaba konu yaptı; bu kitabı da son yazdıklarından bir tanesi. Yine çeşitli ultra maratonları tamamlarken koşmak, aile, spor, kendinle baş başa kalmak gibi bir çok konuya değiniyor; kalemi ustalıklı, kitap kendisini keyifle okutuyor; özellikle ultra maraton nedir, ne değildir diye merak ediyorsanız keyifle alıp okuyabilirsiniz; üstelik Storytel üzerinde de sesli kitap olarak bulunuyor; ultramaraton sporunu en uzun süredir ve dünyanın hemen her yerinde yapanlardan birisinin yazdığı bu samimi kitabı ben de içtenlikle tavsiye ediyorum.
Kadınlar tarafından yine kadınlar için yazılmış bir koşu kitabı. Sadece yazarların İngiltere’de kendi kurdukları Koşan Anneler organizasyonunu anlatmakla kalmıyor, ayrıca koşu sporuna, sadece bir kadın koşucunun bilebileceği güvenlik, kadınlara özgün koşu kıyafetleri, hamilelikte koşu vb. gibi bir çok konuda yaklaşıyor. Diğer yandan kitap daha ziyade yeni başlayanları hedef almışsa da ileri seviyede koşucular için de pratik tavsiyeler taşıyor; samimiyetle tavsiye ediyorum.
Efsanevi koşu koçu Bill Bowerman ile birlikte Nike’ın iki kurucusundan biri olan Phil Knight, yetmiş yaşını geçip de bir çok kişinin Nike’ın kuruluş öyküsünü farklı farklı anlattığını görünce oturmuş bu biyografi kitabını yazmış ve bence çok da iyi yapmış. Kitap, kendisi de orta mesafe koşucusu olan Knight’ın yaşadığı tüm başarı ve başarısızlıkları büyük bir samimiyet ve yaşam dersleri ile ortaya seriyor. Knight, kitabı kaleme alırken özel yaşamına ilişkin detaylar vermekten de kaçınmamış; önemli olan nasıl başarılı bir iş adamı olduğu değil de yol boyunca karşılaştığı engellerin onu ve çevresindekileri nasıl değiştirdiğini içtenlikle anlatmış. Herkesin ben şöyleyim, ben böyleyim diye şişinmeden duramadığı günümüzde çok ayrı bir hayat öyküsü olmuş; mutlaka alıp okuyun, kitabı okurken gözlerinizin yaşardığı zamanlar olunca da şaşırmayın.
Amerikalı bir ulusal radyo sunucusu ve köşe yazarı tarafından kaleme alınan kitabımızda, yazarımız kendi kişisel hayatı ile koşmak arasındaki keyifli ve üzücü ortak noktaları anlatıyor; okuyucuyu eğlendiriyor; samimi tarzda okunabilecek hafif bir yaz kitabı.
Kendisi akademisyen bir biyolog ve rekortmen bir ultra maratoncu olan yazarımızın, seksen yaşının ardından, hem kişisel yaşamını, hem canlıların biyolojik mekanizmaları hem de kişisel koşu tecrübelerine ilişkin yazılmış çok değerli bir kitap. Kitabı sadece hafif bir şekilde okumak isterseniz biografik ve canlıların yaşamlarına ilişkin bölümlerde sıkılabilirsiniz; sanıyorum kapak da aldatıcı bunun için bir parça; bu nedenle Goodreads notu olması gerekenden düşük ancak kitabı, yaşamının son bölümünde tüm hayat derslerini paylaşan bir yazarın ağzından okursanız son derece önem kazanıyor; gerçeklere dayandığı için etkileyici bir kitap olmuş.
Koşmak hakkında yazılan bir kitap olur da Murakami’nin bu ünlü kitabından bahsetmemek olmazdı; rahat bir on üzerinden sekiz verdim bu kitaba, çünkü elbette anlatım dili efsanevi güzel; bu kitap koşmanın teknik ya da insan üzerindeki fiziki etkileri, metodu vb.’ye ilişkin değil ancak Murakami’nin yazarlığı bir meslek olarak seçmesinin ardından, masa başında çalıştığı uzun saatler sonunda kendisine bir fiziksel aktivite arayıp da koşmaya başlamasının ardından bu uğraşı ne kadar ciddiye alıp ileri götürdüğünün, yazarlık ve kişisel yaşamının bir öyküsü; okurken edebi bir keyif alacaksınız; çok iyi; samimiyetle tavsiye ediyorum.
Koşmanın psikolojik ve fiziksel yanları üzerine okuduğum en iyi kitaplardan bir tanesi; yazar bir yandan kişisel yaşamını cesurca sergiliyor bir yandan da egzersiz özelinde koşmanın psikolojik faydalarını çok iyi işliyor; okurken bol bol altını çizerek not alıp, arada bir geri dönüp tekrar okumak isteyeceğiniz kitaplardan
Kilo fazlası olan ancak kendisi ile barışık lise öğretmeninin zaman içerisinde maraton ve daha uzun koşuları kendi temposunda koşmasına ilişkin kendi yaşamı ve koşmak üzerinden yazdığı bir kitap; kendini okutuyor ama çok parlak da bulmadım açıkçası; güzel ama öyle aman aman da değil; türün meraklısı değilseniz es geçebilirsiniz.
Normal bir yaşam süren yazarımızın, rekabetçi olmayan ama sürekli olan yaşam ve koşu maceralarına ilişkin keyifle okunan bir kitap; pek çok yerde gülümsetiyor; tam plajda okunacak şekilde kaleme alınmış.
Kendisi bir tıp doktoru olan Taner Damcı tarafından kaleme alınan bu kitap temel olarak iki bölümden oluşuyor; ilk bölüm, koşmanın felsefesi, kişiye kattıkları üzerinden daha soyut içerikteyken, ikinci bölüm ise neredeyse tamamen koşunun fizyolojisi üzerine kaleme alınmış; bu anlamda özellikle beslenme, dinlenme ve egzersiz konusunda doğrudan birinci el bilgiler vermesi bakımından da son derece yararlı; gayet başarılı bir kitap, keyifle okunuyor.